Selda KOCADAYILAR
Fizyoterapist & Osteopat
Psikonöroimmunolog
BEL FITIĞINDA CERRAHİ OLMAYAN TEDAVİLERİN ETKİNLİĞİ
Bel fıtıklarında operasyonun en son çare olduğu hep söylenir. Bununla ilgili İngiltere Oswestry’deki The Robert Jones and Agnes Hunt Ortopedi Hastanesinde G. L. Cribb, D. C. Jaffray, V. N. CassarPullicino tarafından yapılan çalışmanın sonuçları hayli dikkat çekici...
Çalışmadan bahsetmeden önce bel fıtığının seviyelerinden biraz bahsedelim. Bel fıtığı omurlar arasındaki diskin yapısının bozulup sinire doğru taşması ve sinir üzerinde bası yapması durumudur. Diskin ortasında nucleus denen %90’ı sudan oluşan darebeleri emme yeteneğine sahip bir yapı; diskin dış kısmında ise annulus denen 1.5 tonluk yüke dayanabilecek güçte sert ve güçlü bir yapı bulunmaktadır.
Bel fıtığı gelişiminin ilk evresi aslında dışarı taşma olmadan diskin yapısının bozulması anlamına gelen dejenere disktir. Dejenere diskte annulus zayıflar, nucleus da kurumaya başlayarak esneme, bükülme, darbeleri emme gibi yeteneklerini kaybetmeye başlar.
Zamanla annulus içindeki yırtıklar artar ve nucleusun baskısıyla bir yerinden bombeleşmeye başlar, bu bulging denilen bel fıtığının ikinci evresidir. Üçüncü evre annulusun iyice zayıflamasıyla birlikte nucleusun annulusu daha güçlü itmesi ve daha belirgin bombeleşmesi anlamına gelen protrüzyondur. Dördüncü evre ekstrüzyon ya da ekstrude disk denilen, annulun yırtılıp nucleusun dışarı taşması durumudur. Halk arasında patlamış fıtık ya da yırtılmış fıtık denilen durumdur. Son evre olan sekestrasyon 4. evrede taşan nucleustan bir parçanın kopup omurilik içinde bağımsız olarak bulunmasıdır.
Küçük fıtıklar operasyonsuz olarak güvenle tedavi edilebilirken daha ciddi olan extrude ve sekestre (4. ve 5. seviye fıtıklar) fıtıklar cauda equina sendromu gelişme riskinden dolayı genellikle ameliyat edilirler.
Bu çalışmada belde iri fıtıklaşması ve bacağında sinir sıkışması bulguları olan, 24-73 yaş aralığında operasyonu tercih etmeyen 15 hasta konservatif yöntemlerle tedavi edilmiş ve cauda equina sendromu bulguları oluşması halinde acil operasyona alınmaları gerektiği anlatılmıştır. Bir sorun oluşmadığı müddetçe klinik kontroller ve yeni MR taramaları için rutin olarak çağırılmışlardır.(Burada fıtığa iri denmesinin sebebi MR bulgularında spinal kanalın en az %50’sinin disk içeriği tarafından tıkanmış olmasıdır.)
Çalışmanın sonucunda hastaların 14’ünün fıtıklarında belirgin bir iyileşme görülmüş ve hiçbir hastada cauda equina sendromu gelişmemiştir.Yalnızca 1 hasta MR’da disk prolapsusunun önemli ölçüde düzelmesine rağmen kötüleşen ağrıları nedeniyle operasyon geçirmiştir.Fıtıklaşmada radyolojik olarak hiçbir düzelme olmayan bir başka hasta ise semptomlar cerrahiye ihtiyaç duyulmayacak kadar azaldığı için cerrahi yapılmamıştır.
Hiç geçmeyen şiddetli ağrı, genital bölgede/kalçada uyuşukluk, bağırsak ve mesane kontrolünün kaybı,bacakta güç kaybı gibi ciddi şikayetleriniz olmadığı sürece MR sonucunuz sizi korkutmasın!!!
Orjinal makaleye buradan ulaşabilirsiniz:
http://www.bjj.boneandjoint.org.uk/…/jb…/89-B/6/782.full.pdf
Haber tarihi: 16 / 02 / 2017
Haber Okunma: 7662
Haber Yorumları: 0
Tasarım ve Programlama: Omnportal